Yumuşak karınlı siyasetle bu işlerin çözülemeyeceğini söylemiştik!
Anlatamadığımız bir mevzu var galiba?
Söylediğimiz de tepki alıyoruz…
Hatta höt zöt deniliyor!
Yahu ekonomik olarak batıyoruz birader görmüyor musunuz?
Yani höt söt sıcak para varken söküyordu?
Niye?
“Al ulan şu parayı kes sesini?”
“Abemsen büyüğümsün!” diyen iş adamı çekiliyordu kenarına işi
de tıkır, sus pus oluyordu?
Ya şimdi?
Elhamdülillah hepimiz Müslümanız?
De Müslüman olarak aptal değiliz birader...
Mesela portakal’ın içinden “Allah” yazısı çıktığında
şükür ediyorduk, arının bal yaptığı petekte Çıkan “Ayet”için dua ediyorduk!
Mucizedir bunlar!
Şükretmek lazım…
De portakal 5 lira, bal olmuş 55 lira alamıyoruz…
Şimdi nasıl Rabbin mucizelerini göreceğiz, yani
para yok!
Bak diyorsun ya sen sus konuşma!
Aslında bırakta ben konuşayım, yani az susta höt zöt yapma
fikrimi yazayım!
İnşaat yapan devler arasında sıralamaya giren bir ülke
haline geldik!
Yani toplumsal müteahhit’iz artık…
Ala!
Yalnız inşaatı şöyle yaparız böyle yaparız da, daha bir
Asansör fabrikamız yok be birader ne olacak şimdi?
Kumu bile dereden getiren Alman…
Sadece inşaatında çalışan sensin…
Yani o içinde Allah yazılı portakalı yine Alman alıp evine
götürecek!
Sen öylece bakacaksın…
Yumuşak karınlı siyasetle bu işlerin çözülemeyeceğini
söylemiştik…
Kendini destekleyen, kendine yakin iş adamı, müteahhitler
grubunu ayakta tutabilmek için yapılan şey aslında kendi kendini bitirmekten
başka bir şey değildir demiştik!
Ekonomiye çeşitlilik lazımdı çünkü…
İkincisi ise iktidarı destekleyen her türlü insana ülkenin
şu içinde bulunduğu durumla artık verebileceği pek bir şey kalmadı.
Millet olarak çatışmadan,
Mağduriyetten beslenen
yönetim şeklinin iyice sonuna gelindi.
Lakin öyle bir egodur ki kimsenin bundan haberi yok!
Anketlerin bu denli düşük çıkmasında bundan!
Başörtüsü bitti!
Kabataş’ta eldivenli üstü çıplaklar bitti.
Artık yeni çatışmacı bir şey yok.
Bırak ekonomide üretim yapmayı, çatışma senaryosu üretip oy
bile toplanılabilecek mecal kalmadı millette!
Tek geriye kalan mesele ise açılım…
Bu sebepten Kürtlerle anlaşmak zorundalığı doğdu!
Bu işler yürümüyor, ya da Kürtlerin bir takım şeylerine tahammül
etmek mecburi artık!.
Şımarıklıklara sinirlenmeden tavizler vermek zorundalığı
başladı!
Umutlandınız değil mi?
Ama ne yazık ki o da bitti.
Yani “Gelin benim şemsiyemin altında birleşin
yoksa başımıza işler gelir” söyleminin sürdürebileceği olanaklarının
sınırına gelindi.
HDP artık halkından ve duruşundan taviz vermeyen bir parti…
Kısacası bu konuda bile iş zor!
Birde emlak sektörünün içine girdiği krizi aşması kesinlikle
mümkün olmayacağa benziyor. Bedava ev dağıtılması lazım!
Hadi Bedava dağıtıldı diyelim, Ekonomi de, İktisatta hiç bir
şey yoktan var olmaz.
Bunun bir karşılığının olması lazım, Bunu da bir şekilde
birileri ödeyecek.
Kim ödeyecek?
Demiştik ya hani sıcak parada yok!
Kendimizin olan sermaye suyunu çekti, yani sermaye suyunu
çekerken bir taraftan da “nasılsa biz bu işin altından kalkarız!”
öz güveni ile Halk’ın gözünün içine baka baka müsriflik yapılıyor!
Geriye kalan tek çözüm, Halk’a ek vergiler ve yeni yüklerle
cari açıkların kapanması…
Peki, yer mi?
Yer, vallahi olur!
Seçimi de atlatır, kazanır yoluna da devam eder!
Lakin sıkıntı şu, uzun sürmez böyle gitmez…
Üretim kapasiteleri azalır, satın alma kapatisesi düşer!
Yani Türkiye Ekonomisi kendi içine daralmaya başlar!
Kimse de bunu engelleyemez…
Dolar’ın süratlı yükselişi höt zötle çözülmeyeceği gibi,
kimseye höt zöt diyerek alışveriş yaptıramazsınız…
Kimse birileri kızdı diye satın almaya koşmaz!
İnsanlar fakirleşirken, “canan” demez “can” der unutmayın!
Son günlerde batan firmaların haddi hesabı yok, Koskoca
Adana Beyteks A.Ş batmış, Arow gitmiş, ÇBS boya patlamış…
Bunu destekleyen yan sanayi ve tedarik firmaları da
sıkıntıya girmiş, inşaat sektöründe fahiş fiyatlarla gösterilen m2’lerin gerçek
fiyatları ortaya çıkınca bankalar silkelenmeye başlamış…
17.400 karşılıksız Protesto olmuş senet, çeklerin haddi
hesabı yok…
Firmaları küçülmeye, kapanmaya, üretimini kısmaya doğru
yönlendirilmiş…
Bir yandan tarım’ın önü pahalı mazot ve gübre ile HES ile
kapanmış ve hala da dört tarafı rüzgar alan ülke de
HES’de HES diye inatlaşılmış bir zamanda kusura bakmayın
Kimse bir şey satın almaz, Avrupa’lı da yatırımda riskli bulduğu
bölge Türkiye’ye yeni yatırımlar yapmaz…
Yani kısaca HÖT
ZÖT’le bu iş olmaz… Demiştik ve hala demeye devam ediyoruz!
Ya Halk’la barışacaksınız, ya da Halk’la komple ilişkinizi
keseceksiniz, durum tehlikeli bir yöne gitmekte…
Silkelenip kendimize gelmekten başka yapacağımız bir şey
yok!
Lükse alışan topluma bırakın siz artık lüksü satın her
şeyinizi ve eskisinden daha çok vergi verin derseniz kimse yaptığınız km’lerce
yolla ilgilenmez ve eski popülerliğini yitirir!
Velhasıl insanlar İçinde ALLAH yazısı çıkan Portakal’ı yemek
ister ve mucizeyi cebinde bilmek ister elhamdülillah…
0 comments :
Yorum Gönder