Tek çözüm İnsanın, insanlığı keşfetmesi! - Şebnem Öztunca
İnsanın zor
zamanları olur;Herkesten
medet umar!Konuşur!Akıl alır!Üzülür!Sonra
başkalarının derdini görür de hani sızısı hafifler.Ya Sonra?Sonra acı
ile bir sabah kalkar, soğuk gelen bir odada, yastığına yorganına bağlanır bırakmak
istemez derdini ve bırakıp yaşını akıttığı ortaklarını…Ve İşte o
ana gelir çaresizliğinin ortasında ve kendine acımanın derinine iner, yani ta derinine.
Öyle acır ki kendine içi, daha derini yoktur artık. An durur ve boşluk başlar; siyahın dünyası…Kendi hallerine rastlar renksizlikte siluet siluet.Bir gülümseme çöker yüzüne, garip bir nefret ve bu halden sonra sıradaki en önemli an gelir; ne yaptın bu hayatta kendin için diye ne ürettin insanlığa? Yapmıştır aslında ama küçümser, küçümsedikçe fark eder iyiyi doğruyu çıkış yolunu bulamaz ama ok yaydan fırlamıştır bir kere.O eski hali yoktur içinde, bir kükreme gelir içerden en derinden Mevlana’nın Şems-ini gördüğü an gibi.Çocukluğundaki çizgi roman kahramanları düşer aklına ve onlar olur, beğenmez daha iyisi olur sonra en güçlüsü o kahramanların oldukça da yumruklar hayatı devleşerek.“Konuşmayacağım” der “konuşmayacağım yapacağım” Ben değişirsem çevrem değişir çevrem de şehrimi değiştirir, her şey değişir bir denize düşen taş halkaları misali.
O zaman düşünmeye başlar, hem de kara kara .Ama bu kez derdine değil insanlığa! Bilmez ki o an
milyonlar var dünya da aynı duyguda. Ağlar örülür ve ağlar yeterli enerjiye
ulaşınca ki evren bunu bekler öyle bir aydınlatır ki etrafta ki mumlara
lambalara inat, olana inat.Ve kader çarkı işte o an dönmeye başlar hani devran döner
ya öyle güçlü bir sesle homurdanır ki
çark, aslanlar önce kedi sonra da olmadı fareye döner ve şehri ilk olarak terk
eder.Sen ki içindeki sesi homurdanıp çığlığa dönüştürüp çığlığı da
yankıya dönüştürmeye gör. Dünyada değişmeyen hiçbir şey yoktur.Geceden sonra sabah gelir, sabahı gece izler arksıdan güneş mütevazı
doğar ve sessizce batar hem de gürültüsüz patırtısız ama kendini ayarını da
verir ve geceye yüksünmeden.Herkes “mehtap” der “yıldız” der ama onlar
enerjiyi yansıtır. Ay ve yıldız gece de sadece parlar sükûtla ama seher vakti
hele gün de ışıdı mı hele bir de aylardan ağustos ise ne yakar o güneş dünyayı.Ay yıldızım sükûtunu da seviyorum ama sabahın da yakıcı
olmana güneşe dönmene ihtiyacım var. Tek bir inanç, tek bir kişinin güveni en
güzel bulaşıcı hastalıktır.Hikâyeni kendine tekrarla, yanındakine tekrarla, çocuğuna
tekrarla, annene babana tekrarla. Biri kendini bulacaktır bu tekrarları
duyduğunda ve kendinden bir parçayı da katacaktır hikâyeye, hikâye büyüyecek ve
destanlaşacaktır bir gün. Destanın adını ya siz koyacaksınız ya da hikâyenin
gaddar kahramanı.Sev, her şeyi sev!Anla!Bağırmadan sindir ve değişime inan!Yol yanlışsa yola devam
etme yoldan çık ve patikanı yol haline getir.
Diğer patikalarla bırak çakışsın bu yol ağları, ana yola
inat.Kendini unut ve insanlığı hatırla!Çünkü tek kurtuluş insanın insanı bulmasında, buldun mu
korkma ve sen de melekler gibi secde et!Yaradanın yarattığı yeryüzü halifesine, Âdem’e tekrar kelimeleri hatırlat, hatırlat ki
Havva’da hatırlasın kelimelerin gücünü.İkiyi bir yap çokluklara aldırmadan!Birin gücünü hatırla!Milyon başında bir olmadan olmaz. (Matematikle değil duygu selinle)Yağmur nasıl üzmeden toprağa karışıyorsa, yaprak ne kadar rüzgâra
kırılmadan yere düşüyorsa, sen de kırmadan karış dünyaya! Hissettirmeden ama
derinden, her yer sen olduğunda ve sen
de özün gibi olduğunda barış ve huzur olacak.Ve içine sızdığın her bir yaşam buram buram sen kokacak!Kırmadan, kırılmadan;Yıkmadan, yılmadan her şeye karış bozulmadan…
Sevgiler
Şebnem Öztunca
Öyle acır ki kendine içi, daha derini yoktur artık. An durur ve boşluk başlar; siyahın dünyası…Kendi hallerine rastlar renksizlikte siluet siluet.Bir gülümseme çöker yüzüne, garip bir nefret ve bu halden sonra sıradaki en önemli an gelir; ne yaptın bu hayatta kendin için diye ne ürettin insanlığa? Yapmıştır aslında ama küçümser, küçümsedikçe fark eder iyiyi doğruyu çıkış yolunu bulamaz ama ok yaydan fırlamıştır bir kere.O eski hali yoktur içinde, bir kükreme gelir içerden en derinden Mevlana’nın Şems-ini gördüğü an gibi.Çocukluğundaki çizgi roman kahramanları düşer aklına ve onlar olur, beğenmez daha iyisi olur sonra en güçlüsü o kahramanların oldukça da yumruklar hayatı devleşerek.“Konuşmayacağım” der “konuşmayacağım yapacağım” Ben değişirsem çevrem değişir çevrem de şehrimi değiştirir, her şey değişir bir denize düşen taş halkaları misali.
Sevgiler
Şebnem Öztunca
0 comments :
Yorum Gönder