Esen bir deli rüzgârdır aşk - Ressam Setenay Özbek!

Yine bir ılık İstanbul günü, Sinan Akyüz söyleşimizden sonra Ogün gazetesi olarak, sanat ve sanatçıya verdiğimiz değer anlamındaki röportajlarımız devam ediyor…

 Röportaj: Murat KEÇECİ

Soğuk mu sıcak mı ikileminde kaldığımız bu günde Etiler / Akatlar’da bulunan sevgili Setenay Özbek’in kişisel atölyesine geliyoruz!

Kapı açıldığında bizi cici ifadeyle tam bir hanımefendi bekliyor…

Burası aslında sıcacık bir ev ve aynı zamanda dev bir atölye, ikisini bir arada yani sanatı ve hayatı bir arada yürütebilen ender insanlardan Setenay! 
Vavv diyorum! 

Kekler, pastalar ve sıcacık çay! Süpersin Setenay Özbek!

Biz röportaj için gelmiştik lakin bu kadar sıcak bir ortam bulacağımızı ummuyorduk!
Sonra köşe yazılarım hakkında biraz konuşuyoruz, yine bana dönüyor konu yeni kitabım ne zaman çıkacak ve hedeflerim neler? 
Bir bir geçiyoruz üzerinden! 

Sevgili Setenay’ın aslında yazarlık yönü de var, ama ressamlık daha bir ağır basmış olacak ki, o yönünü biraz askıya almış! 
İlk sorumuzu sorma zamanımız geliyor! 

Eee gazeteci olan biziz ve meraklarımız var, Bizler tanıdık sıra dışı ressamımızı da acaba gazetemiz okurları sevgili Setenay Özbek’i yeteri kadar tanıyor mu? 
Kimdir Setenay Özbek? Diye başlıyoruz sorularımıza;

1990 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne ve Görüntü Sanatları, STV Ana Sanat Dalı’ndan dereceyle mezun oldum.
1983 - 1986 yıllarında İstasyon Sanat Akademisi’nde Sabri Berkel, Hülya Düzenli, Erkan Özdilek, Ergül Özkutan tarafından verilen resim derslerine devam ettim.

2011 yılında İskoçya´da Traquair House´da düzenlenen Beyond Borders Diyalogue and Cultural Exchance "sınırlar ötesi diyalog ve kültürlerarası değişim" toplantısına katıldım. Daha sonra Edinburg Festivalinde Assembly Room 1 de The Art of Resistance from Belarus to Libya konusu çerçevesinde artistik ifade özgürlüğü ve sansür konusunda konuşma yaparak soruları yanıtlamıştım. Diyen Setenay Özbek
2009 Uluslararası Beşinci Taşkent Bienali Contemporary Art, "3. lük ödülü" ,

"En iyi çağdaş resim ödülü”almış… Ardından,
2006 yılında Royal Academy of Arts - Londra, İngiltere’de 238 inci Yaz Sergisi’nde yapılan, 9.000 den fazla eserin katıldığı yarışmada “Funfair” ve “Harvest” adlı resimleri finale kalan Setenay Özbek
Uluslararası PEN Yazarlar Derneği Türkiye Merkezi ve Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD) üyesi olan Setenay Özbek, çalışmalarına şu an içinde bulunduğumuz bu cici atölyesinde devam etmekte.

Ayrıca Sevgili Setenay’ın yayımlanan öykü Kitapları yanı sıra bir kaçta film ve belgeseli bulunmakta! Bunlar sırasıyla,
2002 Gecenin Mavisi, 2005 Hiç Kimse Bir Başkası Olamaz 
Filmleri ise 1988 Altın (17´ Belgesel - TRT)  1989 Profesör Ergin İnan(20´ Belgesel) 1990 Nazar Boncuğu (20´ Belgesel – TRT)

Almış olduğu ödüller ise sırasıyla; 
2009  Uluslararası Beşinci Taşkent Bienali Contemporary Art, "3. lük ödülü" , " En iyi çağdaş resim ödülü"
2009 Bakraç Sanat Galerisi 30. yıl Resim Yarışması birincilik Ödülü…

Sıra dışı ressam Setenay Özbek hakkında öğrendiklerimizden sonra merak ettiğimiz şeyleri sormanın zamanı geliyor! 
Resim yapmaya ne zaman ve niçin başladınız? Kendinizin içindeki bu sıra dışı duyguları harekete geçiren şey neydi? 
Çocukluğumdan beri resim yapmaktayım, Annem hala çocukluğumda yaptığım resimlerimi saklıyor… Duygularımı harekete geçiren şey ise şimdiye kadar hayatla ilgili yaşadıklarımdın… Kozmopolit dünyanın, renkli anatomisinde ortaya çıkardığımızın ruhsal yansımalarıdır yaptıklarımız…

Peki, herkes resim yapabilir mi ve sıra dışı ressam olmak eğitimle ulaşılabileceğimiz bir şey mi? 

Resim teknik olarak öğrenilebilen bir şeydir ve herkes resim yapabilir… Ancak Sanat yapmak ve sanatçı olmak çok farklı bir şeydir… Bir tür arızalı gibi doğuştan diğerlerinden değişik bir yaradılışta oluyorsunuz… Yaşam biçiminiz, duygu, düşünce ve algılayışınız diğer insanlara benzemiyor. Buda sizi diğerlerinden zaman içinde farklı olduğunuzu ortaya çıkarıyor. Kim ne derse desin, sanat eğitimi almak, tarih bilmek, felsefe ile ilgilenmek başlangıçta doğru
Bir şey… Lakin sanat İnsanın içinde oluşan bir şey ve emin olun o ruh’un ne zaman ve nerede sizin beyninize yerleştiğini bilemezsiniz… Zaten sanatla doğar sanatla ölürsünüz…

İlk tablonuzu sorsam ne tema içeriyordu?
Kendimi bildim bileli resim yaptığım için ilk tablomu net anımsamıyorum... Ama sanırım bir portreydi...

Çalışmalarınızda çoğunlukla hangi konuları resmediyorsunuz? Kendinize özgü bir tarzınız var mı? Yoksa her türlü tema üzerinde çalışır mısınız? 
Kendime özgü bir resim anlayışım yıllar içinde oluştu. Bu Setenay'ın resmi diye tanıyorlar artık. Ama farklı temalar üzerinde çalışıyorum elbette. Doğa, yaşantı ve duyguları ele alıyorum, zaman zaman değişik teknikler de deniyorum.

Bundan sonra gerçekleştirmek istediğiniz bir sergi hayali var mı? Ya da şöyle diyeyim yakında oluşacak bir sergi haberi var mı? 
Bundan sonraki sergim kadın teması üzerine ve çok daha somut bir bakış açısı içer Ben daha çok okumuş ve dünyayı izleme olanağı bulmuyor. Eylül ayının ilk günlerinde sağlıkla "göğüs kanseri" ile ilgili uluslararası bir kongrede çalışmalarım izleyenlere sunulacak.

Sanat ve sanatçının toplumsal etkisini düşünürsek, siz hangi kesime hitap ediyorsunuz?
Ben her kesime hitap edebilmeyi umuyorum ancak izleyicilerim sanırım daha genç, modern ve yurtdışı bağlantıları olan, aileden gelen sanat ilgisine ve bilgisine sahip bir kesim.

Sizce bu ülkede kadınlar istenilen değeri görüyor mu? 
Hala kendimizi kabul ettirmekte, ciddiye alınmakta güçlerimiz olduğunu düşünüyorum. Sokakta erkek- evde kadın egemen bir toplum olduğumuz gibi bir düşünceye zaman zaman kapıldığımı söyleyebilirim...

Aşk’a inanır mısınız? 
Aşka inanıyorum ve aşkın bir tür delilik hali olduğunu düşünüyorum... Coşkulu, hüzünlü, kırılgan, tutkulu esen bir deli rüzgârdır aşk ve kendiliğinden olur. Kimin başına ne zaman, kime, neden, nasıl geleceği belli olmaz. Aramakla bulunmaz. O, sizi kendi bulur...

Türkiye’de siyaset size göre nasıl? 
Siyasetten uzak durmaya çalışıyorum. Ben kendi işimle ilgileniyorum. Siyaset bence politikacıların işi ve ben resmimi yapıyorum...

Sizce bu ülkede Türk, Kürt sorunu var mı? 
Barış sanatçısıyım. Savaştan hoşlanmıyorum. Vatanımı çok severim ama kan dökülmesini annelerin çocuklarını yitirmesini istemiyorum.

Resim sanatı ile uğraşmak isteyen gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Resim sadece güzel resim yapmak değildir Dünya siyaseti, ekonomi, felsefe bilmek zorundadır. Sanatçı duygu ve düşüncelerini resim yaparak ifade eder. Bazen izleyende bir farkındalık yaratmak ister, düşündürür ve sanat çok güçlü bir iletişim aracıdır. Gençlerin yurt dışında ve içinde müzeleri gezmelerini, gezemiyorlarsa internetten araştırmalarını, kitap okumalarını, dünyayı takip etmelerini tavsiye ederim. Sadece teknik olarak gelişmek yeterli değil bence... Yani sanatçı olmak için güzel resim yapmak yetmez...

Sevgili Setenay Özbek’le röportajımız burada bitiyor..Bir sonraki röportajda görüşmek üzere..Sevgiler Murat Keçeci

Son olarak sanat ve sanatçıya verilen değer anlamında Türkiye ve Dünyanın diğer ülkeleri arasında size göre büyük bir fark var mı? 
Geleneksel sanatları bir yana koyarsak Türkiye de sanata ilgi yeni yeni oluşmaya başladı. Anlaşılması için daha çok zaman geçmesi gerekiyor.


OGÜNHABER / Murat KEÇECİ 

0 comments :