MUTSUZLUĞUN DOĞUM SANCILARI..-Sibel Gökçe


MUTSUZLUĞUN DOĞUM SANCILARI KARŞILIK ALAMADIĞIMIZDA BAŞLAR

Kadının bin bir türlü hali varmış, özünü bilmeyenden sakınırmış kendini. Tüm olumsuzlukları içinde kocaman dağ yapmışta ana rahminde başlamış travması.
Oysa kendiliğinden düşmeyi beklemiş olmamış, anne ıkınması, çığlıkları, doktor ve bir kaç ebe hemşirenin apar toparlarına maruz kalmış.
Biraz daha kalsaymış ya, neyse işte gol bir!
Tüm senaryo istediği gibi olacaktı ya hiç eksiksiz, dünya ya merhaba dediği anda unutmuş her şeyi. Geldiği yer,
Yaşı ve nedenleri...
Oysa diğer katmanlara gitmek istemiş ama sadece şifacı olabilmiş mesela...
Bu dünya ya da o özelliğini taşımış biraz (keşfi uzun sürmüş) sevgisini  pembe ışıkla, kalkanlarını mavi ışıkla, şifa enerjisini yeşil ışıkla beslemiş...
Tüm bunları yapabilme yetisine sahip olmasına rağmen insan olabilme sınavını henüz geçememiş.

İşte bu yüzden derinleri görür,empati gücü yansıtamaz…Başkalarının söylediği yalanlara sırf onlar üzülmesin diye anlamlı bir ifade bürünür gözlerinde (yalan söylemeyi ne zaman bırakacaksın?? der) ortaya atılan tüm oltalara gülümseyerek bakar.
Yine inanıyormuş gibi yapar... Bekler gerçekliğini kişinin... Sevmiyormuş gibi yapmış olması onun sevmediği anlamına gelmez…
Kişiye gerçekten inanıp inanmadığını sormaktır niyeti… Kıskançlıklarının “ego” mücadelesi olduğunu biliyordur… Sırf bu yüzden dozunda tutmaya çalışır…
Hatta o duyguyu yer bezi yapmıştır...
Misyonu seven, insana koşulsuzluğu öğretmektir ve hayal kırıklığı, her seven karşılık beklemiştir.
"Ben seni çok sevdim sen beni hiç sevmedin" bende soruyorum sevenlere sevgi elle tutulabilir mi?

Ölçüsüzdür ve karşılık beklemek sevginin anahtarı değildir.
Sevgi sevgisizliğin goncasıdır dikeni değildir.
İŞTE mutsuzluğun doğum sancıları karşılık alamadığımızda başlar...
“iyilik yap denize at” 
Evet, seviyorsak biz sevelim gerçekliğine inanıyorsak koşulsuzluğu bilelim...
Her şey karşılıklı değildir.
Bir şeyler verdik diye bir şeyler almak zorunda değiliz… Sevgiyle
Sibel gökçe


0 comments :