Başkalarının Ayakkabıları-İlknur Kırbaş

Denedim.. Kızkardeşimin ayağına azıcık büyük olan şık bir ayakkabısı vardı, hadi ben alayım giyeyim dedim, olmadı. Olmadığı, bana ait olmadığı çok belli olan o ayakkabı onu giydiğimde üzerimde ve ayaklarımda çok da komik durdu..Kadın çalışmış, emeğinin karşılığında kazandığı para ile gitmiş kendi zevkine göre almış bir ayakkabı. Zevki de benim değil, rengini de ben seçmemişim, ha bir de ona uygun kıyafetim de yok gittikçe zorlaşmaya başladı bu iş..Kimse kimsenin yerine geçemez, kimse de kimsede var olanın yerine kendini koyamaz, en azından anlamaya çalışır, ama o kadar. Hele ki hayatın, yaşamın hırsızlığı hiç olmaz.. Bunları neden dile getirdiğimi ileride yeri geldiğinde anlatacağım..Durup bakıyorum, kendi seçimim zannettiğim ama bilmeden başladığım bir YOL’um var benim. 1995 yılından beridir. O YOL’da yürürken üstadlarım oldu, onların sohbetlerini, kavgalarını, egolarını, insan olmakla, güç sahibi olabilmenin getirdiği çelişkili duygularına, gel-gitlerine çok şahit oldum. Azıcık ilerleme kaydeden hemen kendini bir şey sanıyordu..”Aman İlknur sakın ha sen onlar gibi olma, dur, hep dur” dedim.Bir başkasının yerine geçerek farkındalığınız artmaz, bilgeliğiniz de gelişmez, bilmediğiniz konular hakkında biliyormuş gibi ahkam kesmek de çok iğreti durur. Anlamsız ve son derece gereksizdir. Kendini çok bir fazla çomak soka soka ön plana çıkarıp ahkam kesenler oluyor, böyleleriyle yaptığınız konuşmalar çoğunlukla monologtur, karşınızda sizi duymak isteyecek bir diyalog yoktur.. Çünkü sizin değil onun ne diyeceği, demek istediği tüm dünya için “evet tüm dünya için” daha önemlidir. Var böyle insan evlatları.Hırslarından çatlayabilirler de patlayabilirler de, lakin yaydıkları kötü ve hırs dolu enerjiler çok kolay farkedilir ve kötü enerjilerin üzerini örtmenin de pek bir YOL’u yoktur..Bazı insanlar gerçekten bir amaç için doğarlar, ve birilerine YOL göstermek gibi ağır görevleri vardır, bunu bilemeyebilir, hatta hiç anlayamayabilir bu görev sahibi, ciddiye de almayabilir. Ancak varlıkları onları hep kendi seçimleri olmayan yollara sürükler, benim öykümde de öyle oldu. Çok istedim YOL’dan uzak durayım diye, lakin benim yerimde olmak için delirenler, hasta olanlar vardı, onlara bu imkan verilmedi, verildiğini zannedenlerin de deli deli baktıklarını gördüm. Sonrasında onlardan haber de çıkmadı, ses de vermediler. Hatta keşke hiç saçmalamayıp devamını getirebilselerdi demişimdir. Hiç tanımadıklarım da oldu, onların öykülerini de dinledim, üstadları tarafından çok ciddiye alınıp, pek de önemsenmiyorlardı. Ben de kendimi aynı konumda tutmaya çalıştım. Çok önemsenmediğimi düşünüp, ciddiye alınmadığımı varsaydım.Kolay olmayan konular vardır bu hayatta, insanlara tecrübelerinizi anlatmak bir çok şeye değer katıyor, anlam kazandırıyor.. Eğer kendinizi olduğunuzdan farklı biri gibi gösterip bir başkasının emeklerinin üzerine çıkıp,oturabilme cüretini gösterebiliyorsanız, içinde bulunduğunuz sistem adı ne olursa olsun sizi ezer geçer. Geri dönüşü de olmaz. Olduklarınızla var olun, olabildiklerinizle yetinin..Farkındalık ve enerji çalışmalarının sonuçları iki gün içinde ortaya çıkmaz, fark da yaratmaz. Herkes yapabilir ancak her bünye kaldıramaz bunu, zor olan yol ayrımları vardır, azıcık güçlenme beraberinde ego kontrolünü gerektirir. Ego kontrolünü sağlayamayan güç sahibi dağılır, gider. En kaba deyişle sapıtır.Etrafta nereden geldiği belli olmayan, neye dayanarak konuştuğunu bilemediğiniz, anlamakta güçlük çektiğiniz, bir başkasının üzerinden kendini var etmeye çalışan bir çok insan olacaktır. Oysa ki sizin buna hiç ihtiyacınız yoktur, sizin bilgeliğiniz kendinize verdiğiniz emek ile sınırlıdır ve geliştirilebilir. Yani bir başkasının bilgeliğini kendinizinki ile kıyaslayamaz ve ölçemezsiniz; ama saçmalayanı fark edecek, anlayacak kadar da aklınız vardır. Herkesin bilgeliği de, derdi de, mutluluğu da, egosu da kendine gitsin, kendinde kalsın..Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın derler ya, o yılanlar gelip gelip de sokmaya kalkacaklardır sizi yılan oldukları için. Yoksa başka ne dertleri olacak, işi bu illa ki sokacak..!! Tehlikeli yılanların yanında dolaşan uyurgezerlerin akıllarına turp sıkayım, üzerine de bol sirkeli turşu suyu ekleyip, küpünü penceresinin önünde duran aynasının tam karşısına koyayım. Bakalım o YOL hangi algıların kapılarını kapatacak?Devam edeceğim…

İlknur Kırbaş





0 comments :