Zorundamıyım? -Cüneyt ÖZDEMİR (Radikal)

Sırf Başbakan bir tek kadeh içki içeni bile alkolik belliyor diye, içki içen herkese “Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar içsinler” bakış açısıyla ötekileştiriyor diye, onun dinine, imanına, hayat tarzına uymuyor diye vergi üstüne vergi bindirilen dünyanın en pahalı içkisini içmek zorunda mıyım? 

10 yılda 5 Milli Eğitim Bakanı değişip, her gelenin kafasına göre eğitim sistemiyle oynamasını seyredip, deneme tahtasına dönen ve gelecek yıl ne olacağı bilinmeyen bir sisteme boyun eğip, çocuğumu erken yaşta okula başlatmak zorunda mıyım? 

Kürtaj ya da sezaryen olurken ceberut ahlak anlayışı, toplumsal baskılar, cinsiyet ayrımcılığı yetmezmiş gibi, sırf birilerinin ahlak anlayışına uymuyor, kafasına yatmıyor diye çıkarılacak yasalarla, yasa olmasa da kendine bunu görev belleyen sağlıkçılarla uğraşmak zorunda mıyım? 

Bir çocuk, hadi bilemedin iki çocuk yapıp eşimle beraber gül gibi geçinip gitmek varken devlet istedi diye 3. çocuğu yapmak zorunda mıyım? 

Ne zaman hastaneye gitsem bir gazeteci olarak daha şikâyetimi anlatamadan doktorların sistemden bitmek tükenmek bilmeyen şikâyetlerini dinlemek zorunda mıyım? 

Büyük şehirlerde mezarlıklar dışında yeşil alan bulamayıp, her köşe başında açılan AVM’ye gitmek zorunda mıyım? 

Bir basın toplantısında sorulan her net ve gerekli sorudan sonra Başbakan’dan fırça yiyen gazetecileri izlemek, onlar adına üzülmek zorunda mıyım? 

Atanamayan öğretmenlerin, pes diyip ordudan istifa eden astsubayların, maaşı yetmeyen akademik kadroların, çaresizlikten intihar eden polisin bunca yıldır derdine derman bulması gereken hükümetin boşvermişliğinin bedelini gariban ailelerinin ödemesini seyretmek zorunda mıyım? 

Öğrenci evlerindeki özel alana müdahaleyi örnek gösterip muhafazakâr otoriterleşmeyi tartışmaya başladığımız anda “Senin kızın olsa bir erkekle aynı evde kalmasını ister miydin?” gibi bir soruya muhatap olup, güya ahlaki olarak baskı altına alınmak, “Hayır, kalmazdı” demek, yapılan bu düpedüz özgürlüklere yönelik devlet müdahalesini onaylamak zorunda mıyım? 

Her hak arayışında ‘marjinal’ olarak anılmak zorunda mıyım? 

İktidarın meşrebine uymuyor diye, dekolte giyen spikerin işten atılmasını, Başbakan ile görüşleri uyuşmadı diye duayen gazetecilerin kovulmasını, hükümet ile ters düşen hemen herkesin soruşturma üzerine soruşturmaya tabi tutulmasını sineye çekmek zorunda mıyım? 

Devleti yöneten bir ismin “Affedersiniz Ermeni” sözü ağzından çıktığında, Ermeni komşumun yüzüne bakamayıp mahcup olmak zorunda mıyım? 

Dünyanın bütün radikal İslamcılarının doluştuğu Özgür Suriye Ordusu’nun / Yazının Devamı için Radikal logosunu tıklayın....





0 comments :