Potaya giremem top değilim, kaygan dudaklarım senin eserin! –Sibel Gökçe
Ne düşünmek istediğimi biliyorum:)
Sanırım kendime aşığım ve kanatlarım acısa da melek tavrıma devam.
Ölmek isteyenlerin mezar koruması ben değilim ve sadece gömerim.
Yağmurun ve küçük insan boyutluların işidir kuruyanı sulamak...
Tanrı bilir kimin kolunu çürütmek istediğini. Aynı bardaktan su
içtiğim üstüme kustun çağır annen temizlesin, çünkü sen bir fahişenin esirisin.
Bana dokunma salyamda senin göçün başladı, yapıştır sakızı üç
beş tüy kadar bacaklarına.
Ayna söyledi dün gece parçalara ayırdılar beni:) ama görüyorum
seni çoksun o kadar hoşsun ki dedi birileri...
Taze bitti soymadan yeme desem de dinlemedi, aşk seni aç susuz
bırakmış bedeninden çalmış ince göründün gözüme sustu kalbim hiç sorma.
Adımı unutalı iki bilemedin üç ay oldu, daha dün belki de önceki
gün ya da seni seviyorum dediğin her gün...
Beni bir bakıma yok saydın ve unutma tanrıların yeminlerini
ettiğin yeminlere benzemez her din.
Dinsizin akıl defterini düren ta kendisidir. Sen din üfleme rüzgâr
çarpıyor serinde kal!
[Sibel Gökçe]
0 comments :
Yorum Gönder